بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

30 Kasım 2007 Cuma

TÜRKÇE EZAN

TÜRKÇE EZAN
İslamı Türkçeleştirme girişimin kısa tarihi:
Türkiye Cumhuriyetinin ilk kurulduğu dönemde Arapça orijinalinin yerine, Diyanet İşleri Başkanlığının 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile ezanın Türkçe okunmasıdır. CHPnin tek parti iktidarı döneminde uygulamada kaldı.


1931 yılının Aralık ayında, Mustafa Kemal’in emriyle dokuz hafız, Dolmabahçe Sarayı’nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı. 

Kuran’ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu. Bundan 8 gün sonra, 30 Ocak 1932 tarihinde ise ilk Türkçe ezan, Hafız Rifat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu.
3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi’nde de, Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet
okundu.



18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi. Takip eden günlerde, yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi.

4 Şubat 1933 tarihinde, müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların kati ve şedid (kesim ve şiddetli) bir şekilde cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.
___________

Türkçe ezanın metni


Tanrı uludur
Tanrı uludur
Tanrı uludur
Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim ve bildiririm: Tanrı’dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim ve bildiririm: Tanrı’dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı’nın elçisidir Muhammed
Şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı’nın elçisidir Muhammed
Haydi namaza, haydi namaza
Haydi felaha, haydi felaha
(Namaz uykudan hayırlıdır)
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrı’dan başka yoktur tapacak.
_______________
Türkçe ezan ilk olarak 1932 yılında İstanbul Fatih Camiinde okundu.
18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuş, daha sonra Demokrat Partinin iktidara gelmesi ile 16 Haziran 1950'de ezanın Arapça da okunabilmesine izin verilmiştir. İlgili kararla, Türkçe ezan yasaklanmasa da, Türkçe ezan okunması tümüyle terkedilmiştir. 

Günümüzde, serbest olmasına karşın, camilerde yalnızca Arapça ezan okunmaktadır.

http://www.vuslatkervani.com/Sayfa_Modul.asp?nedir=sayfa&id=92

Kurana dil uzatanın dili koptu

Kur'an'i tarihe gömmek isteyenler, tarihin en kokuşmuş sahifelerine gömüldüler.
BAY NECATININ OLÜMÜ
Onk. Dr. Haluk Nurbaki
Rahmetli babam o zamanlar Konya'nın tek gazetesi olan "Babalik" gazetesinin başyazari idi. Ondan işittiğim şu olayı aynen naklediyorum:
"Devrin ilk Maarif Vekillerinden (Milli Egitim Bakanı) Necati Konya'ya gelmiş ve Latin harflerinin üstünlüğünü(!) anlatmak üzere bir konferans düzenlemisti. Şehrin her tarafina yapıştırılan ilanlarda:
"Eski Harflerle Birlikte Kur'an'i da Tarihe'e Gömdük" yaziyor ve konferansin ertesi gün saat 10'da verileceği belirtiliyordu.
Akşam, mükellef bir ziyafet verildi. Yemekten sonra bay Necati, ani bir apandist krizine yakalandi ve hemen hastahaneye kaldirilarak ameliyat edildi. Gösterilen itinayi anlatmaya lüzum yok, bütün hastahane hatta Konya ayakta idi. Bay Necati kurtulmus, fakat ne çare ki haddini aşarak Kur'an'a dil uzatmışti. Gece yarisi, imkansiz denebilecek bir şey oldu ve Bay Necati'nin yataği yan demirinden kırıldı. Hasta yere düşmüş ve ameliyat yeri patlamişti. Ertesi gün saat 10'da, yani konferansin yapılacağı bildirilen saatte öldü."
Kur'an'ı tarihe gömmek isteyenler, tarihin en kokuşmuş sahifelerine gömüldüler.
http://www.enfal.de/tarih34.htm

İhtilaf

ANA SAYFA İNİŞ SIRASI KUR'AN SIRASI ALFABETİK FİHRİST ARAMA PROGRAMLAR YARDIM
FİHRİST A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V Y Z
Görünen Konu : Yahudilerle hıristiyanlar arasındaki ihtilaf
2/113- Yahudiler, “Hıristiyanlar bir temel üzerinde değiller” dediler. Hıristiyanlar da, “Yahudiler bir temel üzerinde değiller” dediler. Oysa hepsi Kitab’ı24 okuyorlar.(Kitab'ı) bilmeyenler de tıpkı bunların söyledikleri gibi demişti. Artık onların aralarında uyuşamadıkları davada, hükmü Allah verecektir. 24
Not: Yanında (*) işareti bulunan sureler Medeni (Medine'de inmiş), diğer sureler Mekki (Mekke'de inmiş)tir.

Yahudiler

ANA SAYFA İNİŞ SIRASI KUR'AN SIRASI ALFABETİK FİHRİST ARAMA PROGRAMLAR YARDIM
FİHRİST A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V Y Z
Görünen Konu : Yahudi bilginleri (Ahbar)
5/44- Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.
5/62- Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!
5/63- Bunları, din adamları ve bilginler günah söz söylemekten ve haram yemekten sakındırsalardı ya! Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!
5/82- (Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar.
9/31- (Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; (hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.
9/34- Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.
Not: Yanında (*) işareti bulunan sureler Medeni (Medine'de inmiş), diğer sureler Mekki (Mekke'de inmiş)tir.

Hıristiyan

HIRİSTİYANLAR
ANA SAYFA İNİŞ SIRASI KUR'AN SIRASI ALFABETİK FİHRİST ARAMA PROGRAMLAR YARDIM
FİHRİST A B C D E F G H I K L M N O P R S T U V Y Z
Görünen Konu : Hristiyanlar
2/111- Bir de; “Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası Cennet’e girmeyecek” dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin.”
2/113- Yahudiler, “Hıristiyanlar bir temel üzerinde değiller” dediler. Hıristiyanlar da, “Yahudiler bir temel üzerinde değiller” dediler. Oysa hepsi Kitab’ı24 okuyorlar.(Kitab'ı) bilmeyenler de tıpkı bunların söyledikleri gibi demişti. Artık onların aralarında uyuşamadıkları davada, hükmü Allah verecektir. 24
2/120- Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.
2/135- (Yahudiler) “Yahudi olun" ve (Hıristiyanlar da) "Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız” dediler. De ki: “Hayır, hakka yönelen İbrahim’in dinine uyarız. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.”
2/140- Yoksa siz, “İbrahim de, İsmail de, İshak da, Yakub ile Yakuboğulları da yahudi, ya da hıristiyan idiler” mi diyorsunuz? De ki: “Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?” Allah tarafından kendisine ulaşan bir gerçeği gizleyen kimseden daha zalim kimdir? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
2/62- Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden13 (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir).14 13-14
22/17- Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sabiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve Allah’a ortak koşanlar var ya, Allah kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah her şeye şahittir.
5/14- “Biz hıristiyanız” diyenlerden de sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını onlara bildirecek!
5/18- (Bir de) yahudiler ve hıristiyanlar, “Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” dediler. De ki: “Öyleyse (Allah) size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de onun yarattıklarından bir beşersiniz.” (Allah) dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunanların da hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak onadır.
5/51- Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.16 16
5/69- Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir.)17 17
5/82- (Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar.
9/30- Yahudiler, “Üzeyr Allah’ın oğludur” dediler. Hırıstiyanlar ise, “İsa Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!

İbadet

İbadetin Çeşitleri ve Türleri:
Birçok kişinin sandığı gibi, ibadetin bir tek şekli yoktur. Tersine çeşitli tür ve şekilleri vardır:a) Dua: Allah'a, faydalı bir şey istemek ya da zararlı bir şeyden uzaklaştırması, koruması, belanın yok olması ya da düşmana karşı zafer elde etmek v.b. şeyler elde etmek için yönelmektir. Kalbten gelen bir istekle, Allah'a yönelme, ibadetin özü ve ruhudur. Hadiste dendiği gibi, "dua ibadettir. "( Tirmizi)"b) Dinî yükümlülükleri yerine getirme: Namaz,oruç, sadaka, hac, adak, kurban v.b.gibi.Bu ibadetlerin Allah'tan başkası için yapılması caiz değildir. Allah'tan başkasına, ne namaz kılınır, ne oruç tutulur, ne sadaka verilir, ne adakta bulunulur, ne kurban kesilir, ne de başka bir ibadet yapılır.c) Allah'ın hüküm olarak koyduğunu kabul etme, teslim olma: Helali helal, haramı haram, hadleri ve dünya işlerini düzenleyen hükümleri olduğu gibi kabul etmek. Allah'a Rabb olarak iman eden birisi için, insanlardan, boyun eğdiği, hayatını düzenlediği hüküm, değer ve kanunları alması caiz değildir. Bu da ibadetten bir türdür.

Tağut

TAGUTA İMAN
Birincisi: Nüsuk (İbadet) Şirki: Bu konudaki şirk; ibadetlerden herhangi birisini Allah (c.c)’tan başkasına yapmaktır. İbadetlerden herhangi biri Allah’tan başkasına yapıldığında nüsukta şirk meydana gelir. Bu konuda Allah (c.c)’tan başka kendisine ibadet edilen her varlık nüsuk (ibadet) tagutu olmuş olur.
İkincisi: Hüküm Şirki: Bunun üç şekli vardır:
a- Teşri Koyma.
b- Hüküm Verme.
c- Muhakeme olma.
Sadece Allah (c.c)’a ait olan teşri veya hüküm verme veya muhakeme etme hakkı Allah (c.c)’tan başkasına verilirse işte bu yapılan, hüküm şirkidir ve kendisine bu hak tanınan kimse de hüküm tagutu olmuş olur.
Üçüncüsü: Velayet Şirki: Bu ise Allah (c.c)’tan başkasına velayet göstermektir. İşte bu velayet şirkidir. Toprak, kavim, parti, dil ve bunlara benzer değerler için velayet göstermek veya bir kafire velayet göstermek gibi... Kendilerine velayet gösterilen şeyler ise velayet tagutu olmuş olurlar.
Velayet Şirki

28 Kasım 2007 Çarşamba

DÜNYA YIKILIYOR

ZELZELE ve DÜNYA YIKILIYOR          28 Kasım 2007
99 - Zilzal Suresi
1,2,3 -Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,
4 -İşte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır.
5 -Çünkü Rabbin ona (öyle) vahyetmiştir.
6 -O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.
7 -Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükafatını görecektir.
8 -Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir. 


22 Kasım 2007 Perşembe

Said Nurs’i (r.a.) istismar ediliyor,M.F.Gülen Nurcu Değildir.

SAİD NURSİ İSTİSMAR EDİLİYOR

Tarihçe-i Hayat - İlk Hayatı - s.2131

Yaşasın Şeriat-ı Ahmedî (Aleyhissalât-ü Vesselâm) 5 Mart 325 (18 Mart 1909) Dinî Ceride, no. 77

Dünya için din feda olunmaz. Gebermiş istibdadı muhafaza için, vaktiyle mesâil-i şeriat rüşvet verilirdi. Dinin meseleleri terk ve feda edilmesinden, zarardan başka ne faydası görüldü? Milletin kalb hastalığı zaaf-ı diyanettir. Bunu takviye ile sıhhat bulabilir.Bizim cemaatımizin meşrebi, muhabbete muhabbet ve husumete husumettir. Yani, beyne'l-İslâm muhabbete imdat; ve husumet askerini bozmaktır.

***(_burada üstad islama karşı sevgi ve saygı ile gelene aynen mukabele ile karşılık vereceği , tam tersi ile yani düşmanca bir tavır ile gelene yine aynı tepki ile yani kora kor , dişe diş muamele der . Kur’an-ı kerim de maide suresi 54 ayette ... Allah müminlere karşı karşı alçak gönüllü , kafirlere karşı onurlu ve şiddetli ....dediği gibi bir yaklaşım sergilemekte ve düşünmektedir. Üstadın osmanlı askeri iken ruslara esir düştüğünde Rus komutan nicola geldiğinde bütün esirler ayağa kalkarken bediuzzaman hiç istifini bozmadan oturması . Bunun üzerine nicolanın ustada neden kalkmadın sorusu üzerine ise cevap muhteşem olmuştu. Bir mümin kafire tazim etmez ayağa kalkmaz. Der. maide suresi 51 ayette - Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez. Şimdi gelelim bu yorumlar izahında Fethullah gülenin islam alemine kan kusturan ve tüm kuran ve sünnet üzere olan yerleri ve milletleri istila altına almak için toplu katliam yapanlarla yahudi ve hristiyanlarla kucak kucağa dinler arası dialog yaparak zillet durumuna düşmesi , onlarla bir araya gelerek nesh ve tahrif olmuş bir dini MEŞRU laştırma mücadelesi onların huzuruna varıp el pençe divan durması Hz. Adem den beri hangi rasulun sünetidir ? ) ****

Lemalar , 17. Lema : 125 s.

Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa'nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Ey kâfirlerin çokluklarından ve onların bazı hakaik-i imaniyenin inkârındaki ittifaklarından telâşa düşen ve itikadını bozan biçare insan! Bil ki, kıymet ve ehemmiyet, kemiyette ve adet çokluğunda değil. Çünkü, insan eğer insan olmazsa, şeytan bir hayvana inkılâp eder. İnsan, bazı frenkler ve frenkmeşrepler gibi ihtirâsât-ı hayvâniyede terakki ettikçe, daha şiddetli bir hayvâniyet mertebesini alır. Sen görüyorsun ki, hayvânâtın kemiyet ve adet itibarıyla hadsiz bir çokluğu varken, ona nisbeten insan gayet az iken, umum envâ-ı hayvânat üstünde sultan ve halife ve hâkim olmuştur.İşte, muzır kâfirler ve kâfirlerin yolunda giden sefihler, Cenâb-ı Hakkın hayvânâtından bir nevi habislerdir ki, Fâtır-ı Hakîm onları dünyanın imâreti için halk etmiştir. Mü'min ibâdına ettiği nimetlerin derecelerini bildirmek için, onları bir vâhid-i kıyasî yapıp, âkıbetinde, müstehak oldukları Cehenneme teslim eder.

Yirmi Dokuzuncu Mektup - s.555

Halbuki, din ve şeriat-ı İslâmiyenin sahibi olan Fahr-i Âlem Aleyhissalâtü Vesselâm iki cihanın sultanı, şark ve garp ve Endülüs ve Hind birer taht-ı saltanatı olduğundan, din-i İslâmın esâsâtını bizzat kendisi gösterdiği gibi, o dinin teferruatını ve sair ahkâmını, hattâ en cüz'î âdâbını dahi bizzat o getiriyor, o haber veriyor, o emir veriyor. Demek, füruat-ı İslâmiye, değişmeye kabil bir libas hükmünde değil ki, onlar tebdil edilse esas din bâki kalabilsin. Belki, esas-ı dine bir cesettir, lâakal bir cilttir. Onunla imtizaç ve iltiham etmiş; kabil-i tefrik değildir. Onları tebdil etmek, doğrudan doğruya Sahib-i Şeriati inkâr ve tekzip etmek çıkar.Mezâhibin ihtilâfı ise, Sahib-i Şeriatin gösterdiği nazarî düsturların tarz-ı tefehhümünden ileri gelmiştir. "Zaruriyât-ı diniye" denilen ve kabil-i tevil olmayan ve "muhkemat" denilen düsturları ise, hiçbir cihette kabil-i tebdil değildir ve medar-ı içtihad olamaz. Onları tebdil eden, başını dinden çıkarıyor, Kaidesine dahil oluyor. (4) 4 "Okun yaydan fırlaması gibi dinden çıkarlar." Buharî, Enbiyâ: 6; Menâkıb: 25; Meğâzî: 61; Fedâilü'l-Kur'ân: 36; Edeb: 95; Tevhid: 23, 57; İstitâbe: 95; Müslim, Zekât: 142-144, 147, 148, 154, 156, 159; Ebû Dâvud, Sünnet: 28; Tirmizî, Fiten: 24; Nesâî, Zekât: 79, Tahrîm: 26; İbni Mâce, Mukaddime: 12; Muvattâ', Messü'l-Kur'ân: 10; Müsned, 1:88, 3:5, 4:145, 5:42.

*****( islam dininin furuuatları (füruat = kökten ayrılan kısımlar .Füru’lar Esastan olmayıp geniş bilgide ortaya çıkan meseleler) , bile elbise gibi değiştirilebilir bir şey değildir ki değiştirildiği halde din baki kalabilir olsun . Onları değiştirmek direkmen Allah c.c. reddetmek ve yalanlamaktır.Dinde iman edilmesi zorunlu olanlar açık ve muhkem (-sağlam kanunlar- hükümler) kati olarak değiştirilemez ve içtihat edilemez,yeniden yenilikçi yorumlarda bulunulamaz .Hükümleri değiştirenler boyunlarındaki islam halkasını çıkarıp fırlattıklarının , mürted olanların hükmünü alıyor.Üstad bunu yaşamında da tatbik etmiş ve tesettür yüzünden 11 ay cezaevinde yatmıştır. Dönemin ankara valisi Nevzat Tandoğan şapka emrine muhalefet etmemesi için sarığı çıkartmasını söylediğinde yine cevabı muhteşem idi .Bu sarık (sünnet) baş ile beraber çıkar . şimdikiler farza.?aç oku kafirler kağıt versin der Şimdi gelelim fethullah gülen şahısa: Kur’an-ı Kerimde ahzab 59 ve nur 31ayetleri ile Allah cc. Farzı , islam alemin ittifakı ve fırkai naciye (ehli sunnet ) ve sapık fırkaların dahi ittifak etikleri bu muhkemat karşısında FURUATTIR demek , buna mukabil nur cu kızların baş açarak okula devam etmelerine sebeb olacak yenilik yaparak ve hicretin 17 yılında örtü ayeti gelmiştir önemli olan iman dır ; diyerek önemini bozmaya çalışacak cahilane bir üslub ile kendini savunmaya çalışan bu zat acaba sonradan gelen Cuma namazı , içki , faiz , zina vs ayetleri hakkında da müctehitlik sanatını konuşturmak isteyecek midir acaba laik demokratik beşeri küfr sisteminin istemi doğrultusunda . ? Acaba bediuzzaman ın bu yazısı okuyup küfür tehdidi hakkında nasıl bir yorum yapacaktır. Maide 3 ,...Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâm'ı beğendim... )*******

On Dördüncü Şua - s.1040

İddianamede benim hakkımda dört esas var. Birinci esas: Güya bende tefahur ve hodfuruşluk var ve kendimi müceddit biliyorum. Ben bütün kuvvetimle bunu reddederim. Hem mehdîlik isnadını hiç kabul etmediğime bütün kardeşlerim şehadet ederler. Hattâ Denizli'deki ehl-i vukuf "Eğer Said mehdîliğini ortaya atsa bütün şakirtleri kabul edecek" dediklerine mukabil, Said, itiraznamesinde demiş ki: "Ben Seyyid değilim. Mehdi Seyyid olacak" diye onları reddetmiş.

*****( üstad burada gayet alimane bir uslub ile mutevazi olarak kendisi ile iftihar etmediğini , kendini beğenmediğini bununla birlikte kendini müceddit olarak görmediğini büyük bir tepki ile reddediyor .buna rağmen günümüzün bağlıları zorla müceddit ilan ediyorlar ve gözlerinin içine bakarak iftira atmaktadırlar. Hatta said nursi şakirtleri dolduruşuna getirebilselermiş mehdi liğini ilan edecekmiş buna rağmen büyük bir azimle bunların bu komplosunu reddetmiş ve mehdinin özelliklerine ve mehdi konulu hadisi şeriflere rağmen zorlamışlar ama üstad mehdi soyundan olacaktır diyerek onları red edebilmiştir.)******

Emirdağ Lâhikası (2) - Mektup No: 26 - s.1820

Nihaî Vesika

Lozan Muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarasında, "Türklerin istiklâlini niçin tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon'un verdiği cevap: "İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz. Yani Mustafa Kemal ve İsmet'in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır."Artık bunun üzerine herşey ap açık anlaşılıyor, değil mi?

Gizli anlaşmanın entrikası Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun'î istiklâl işinde gizli anlaşmanın müessiri, tek kelime ile, Yahudiliktir. Buna memur-u müşahhas kimse de, şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum'dur.

Bu Hayim Naum, bu korkunç teşebbüse evvelâ Amerika'da Türkler lehinde bir seri konferans vermek ve emperyalizma şeflerine, Türkün maddesini serbest bırakmaları, buna mukabil ruhunu, tâ içinden ve kendi öz adamlarına yıktırmaları fikrini telkin etmek suretiyle başlamıştır. Yani, masonluk hasebiyle Kur'ân'ın ahkâmını kaldırmak, milleti dinsiz yapmak. Hayim Naum müthiş plânının zeminini Amerika'da hazırladıktan sonra İngiltere'ye geçmiş ve hâlis Yahudi olan Lord Gürzon ile temas ederek şu teklifte bulunmuştur: "Siz Türkiye'nin mülkî tamamiyetini kabul ediniz. Onlara ben İslâmiyeti ve İslâmî temsilciliklerini ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum." Aynı Hayim Naum Türk murahhaslar heyetine müşavir sıfatıyla sokulmanın da yolunu bulmuş, yani Mustafa Kemal ve İsmet'i kendine dost bulmuş. Onun için üçü birleşmiş. Ve artık arada santralın intizamla işlemesine hiçbir mâni kalmamıştır. Hayim Naum o sırada Ankara'ya kadar da uzanarak plânın muvaffakiyeti için gereken en mühim ve merkezî şahıs nezdinde-yani Mustafa Kemal yanında-emin bulunduğu tesirinin derecesini ölçmek istemiştir. Öyle ki, bu tesir, mahut mevzuda Hayim Naum'dan daha heveskâr ve gayretli bir İslâmiyet düşmanına tesadüf etmekle muradına ermiş ve artık Türkü içinden vurmanın plânını gerçekleştirmek için her unsur tamamlanmıştır. İşte bu ehemmiyetli vesika, tam tamına Risale-i Nur tercümanının kırk küsur sene evvel hadis-i şerifin ihbarına dair beyan ettiği hadiseyi tasdik ettiği gibi; ve Şeriat-ı Ahmediyeye ihanet eden o dehşetli şahsın mühim bir kuvveti Yahudi olduğu, Yahudi olan Lord Gürzon ile Hayim Naum o ihbarın hakikatını gösterdiklerini ve yirmi beş seneden beri Nurcuların imhasına keyfî kanunlarla dehşetli zulümlerin hikmetini tam gösteriyor.

On Dördüncü Şua - s.1038

Ankara Ağırceza ve Denizli ve Eskişehir mahkemelerini itham etmek hükmünde olmasından, cevabını onlara bırakıyorum. Ve ondan başka da iki üç mesele var. Birisi: İki sene Denizli ve Ankara Ağırceza Mahkemelerinde inceden inceye tetkikden sonra bize beraat verip o kitabı bize iade ettikleri halde, o Beşinci Şuanın bir iki meselesini, ölmüş gitmiş bir kumandana tatbik edip bize suç gösteriyor. Biz dahi deriz: Ölmüş gitmiş, hükümetten alâkası kesilmiş bir şahıs aleyhinde tatbik edilebilen küllî bir haklı tenkidi hiçbir kanun suç saymaz.Hem küllî bir tevil mânâsından makam-ı iddia cerbezesiyle o kumandana bir hisse çıkarıp ona tatbik etmiş. Böyle yüzde bir adam ancak fehmeden bir mânâ mahrem ve gizli bir risalede bulunmasını hiçbir kanun suç sayamaz. Hem o risale harika bir tarzda müteşabih hadislerin tevillerini beyan etmiş. O beyan otuz kırk sene evvel olduğu ve üç mahkemeye ve mahkemenize ve Ankara'nın altı makamatına üç sene zarfında iki defa takdim edilip tenkit görmeyen müdafaa ve itiraznamemde kat'î cevap verildiği halde, o hadîsin hakikatini beyan sadedinde bir kusurlu şahsa mutabık çıkmasını hiçbir kanun suç sayamaz.Hem o şahsı tenkit, o içinde bulunduğu ve kusurlara sebep olduğu bir inkılâbın hasenatı yalnız onun değil, belki ordunun ve hükûmetindir.

Onun da yalnız bir hissesi var. Onun kusurları için onu tenkit etmek elbette bir suç olmadığı gibi, inkılâba hücum ediyor denilemez. Hem bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur'ân ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının pek büyük ve antika bir yâdigârı olan Ayasofya Camiini puthaneye ve Meşîhat Dairesini kızların lisesine çeviren bir adamı sevmemek bir suç olması imkânı var mı? ****(Burada ise üstadın kendisini islam dini için ömrünün 30 küsur yılını zindanlarda süründüren Ayasofya camini puthaneye çevirdiğini din işleri bölümünde açık kızların okuluna çevirdiği için sevmemekte ne kadar haklı olduğunu bunun kanunen suç sayılamayacağını bildiriyor ve mahkemelerde sürünmesini eleştiriyor ; ya şimdi ben o said nursiciyim diyen ve islam adına konusan görevli görevsiz her kes bunları yapan kişiye medhi senalar düzer ve ona dualar etmesi ile ne kadar samimi olduğuna acaba kendileri inanıyorlar mıdır ?)******

[Yirmi Dokuzuncu Mektuptan] İman ve Küfür Muvazeneleri - s.2244

Beşinci Risale Olan Beşinci Kısım43

Bir zaman Eskişehir hapishanesinin penceresinde oturmuştum. Karşısında bulunan Lise mektebinin büyük kızları onun avlusunda gülerek raks ederken, onları, o dünya cennetinde cehennem hûrileri hükmünde gördüm. Fakat, birden elli sene sonraki vaziyetleri bana göründü. Onların gülmeleri, elîm ağlamaları sûretini aldı. Ondan bu gelen hakikat inkişaf etti. Yani, elli sene sonraki hallerini mânevî ve hayalî bir sinema ile gördüm ki: O gülen altmış kızdan ellisi kabirde azap çekiyorlar, toprak olmuşlar. Ve on tanesi, yetmiş yaşında çirkinleşmiş, herkesin nazar-ı nefretini celbediyorlar. Ben de onlara ağladım. Fitne-i âhirzamanın mahiyeti bana göründü ki, o fitnenin en dehşetlisi ve cazibedarı, kadınların yüzsüz yüzünden çıkıyor. İhtiyarı selbedip, pervane gibi sefahet ateşine atıyor. Ve bir dakika hayat-ı dünyeviyeyi, senelerle hayat-ı bâkiyeye tercih ettiriyor.Ben birgün sokağa bakarken, o fitnenin tesirli bir nümûnesini hissettim. Gençlere çok acıdım. Dedim: "Bu biçareler kendilerini, bu mıknatıs gibi cezbedici fitnenin ateşinden kurtaramazlar" diye düşünürken; birden, o fitneyi ateşlendiren ve tâlim eden irtidatkâr bir şahs-ı mânevî önümde tecessüm etti. Ben de ona ve ondan ders alan mülhidlere dedim:Ey Cehennem hûrileri ile zevklenmek yolunda dinini feda eden ve sefihâne dalâleti severek irtikâb eden ve hevesat-ı nefsiye lezzeti yolunda dinsizliği ve ilhadı kabul eden ve hayatı perestiş edip ölümden şiddetli korkan ve kabri hatırına getirmek istemeyen ve irtidada yüz tutan bedbaht! Kat'iyen bil ki: Dinsizlik cihetiyle senin bu koca dünyan; bu saatten evvel ve bu dakikadan sonra, bilumum senin bu kâinatın ve mâzi ve müstakbelin ve geçmiş nev'in ve cinsin ve gelecek mahlûklar ve nesiller ve gitmiş dünyalar ve milletler ve gelen insanlar ve tâifeler tamamen ölüdürler. İşte, insaniyet ve akıl cihetiyle alâkadar olduğun bütün o seyyar dünyalar ve seyyal kâinatlar, mütemadiyen senin dalâletin sûretiyle, senin başına dünya dolusu dehşetli ve hadsiz ölümlerin şiddetli elemlerini yağdırıyor. Senin şuurun varsa, kalbini yakıyor. Ruhun varsa, yandırıyor. Aklın sönmemiş ise, gamlar içinde boğuyor. Eğer bir saatçık sarhoşça sefahetin ve pis lezzetin bu nihayetsiz gamlara, hüzünlere, elemlere mukabil gelebilirse o sefahette kal. Yoksa aklını başına al! O mânevî Cehennemden kurtulmak ve imanın bu dünyada dahi temin ettiği bir mânevî Cennete girmek ve saadet-i hayatiyeyi tatmak için Kur'ân'ın dersini dinle. Cüz'i, fâni bir dakika lezzeti; küllî, bâki, dâimî, imanî* lezzetler ile mübadele et...

*****( üstad said nursi eskişehir cezaevinde çile çekerken gördüğü lisede okuyan akil baliğ olmuş ve islami emirlere ve tekliflere muhatap olmuş , Allah c.c. bütün emirlerine rağmen Kur’an-ı kerimi dinlemeyip , aksine kurana muhalif davranarak o kızların cehennemlik huriler olmasına sebeb olanları tenkid ve aşağılıyor.O manevi cehennemden kurtulmak ve imanını bu dünyada kurtarmak isteyenlerin manevi cennete bu dünyada girebilmek için kur’an-ı kerime bütün hükümleri ile beraber iman ve tatbik etmekle elde edilebileceğini ; aksi takdirde cehennem ile korkutur. Dünya menfaatleri için dini emirleri terk edilemeyeceğini akıl sahibi insaf ehline anlatmaktadır Gelelim fethullah gülen’e : imanını kurtarmak (kurtulduğunu sanmak) risaleyi kabul edip nurcu olmakla , sadece furuatı terk etmenin ( tesettür hükümlerinin ) önemi olmadığını ictihad eder. Acaba günümüzün üstadcıları bu elimden ve bu yazıdan bihabermidirler . diyerek konuyu bitirelim. - günümüzün (amerikan kafirine sğınarak darulislam ! vatanlarına gelemeyip tağutun-küfrün önderlerine sığınanlarına ) bu devrin modern esirlerine ithaf olunur ))*******

İmanî Eserler

Big HugRunningJeepDuel GunsBible 2GrenadeProudGrenadeBible 2It

Diğer Listelerim